HAKAN YESİLOVA ziyaretci
Üyelik: 01 Ekim 2003
Durum Online: Online Mesaj: -2224
|
Gönderildi: 03 Ocak 2008 - 06:52 | IP Kayıtlı
|
|
|
Gürcüler Acarlılar ve Türkiye
ilkayyy
Sarp sınır kapısının açılmasından sonra, Türkiye'de yaşayan ve bu vatanın asil evlatları olan bazı insanlar üzerinde çeşitli oyunlar oynanmaya çalışılıyor. Bunların başında da "Gürcü" olarak anılan, Artvin, Ardahan ve diğer yörelerimizde dağınık olarak yaşayan Müslüman kardeşlerimiz gelmektedir.
Bu yazıda istismara yönelen olumsuz propagandalara karşı, konu hakkında uzman olan ve kendisi de bizzat Ardahan'lı olan Yunus Zeyrek'in "Gürcistan, Acaristan ve Türkiye" adlı kitabına dayanarak sağlıklı bilgiler sunmaya çalışacağız.
Gürcistan'da yaşayan Kartvel, Ahaz, Oset, Megrel, Svan, Laz, Acar ve Borçalı Türkleri'nin hepsine şamil olmak üzere kullanılan "Gürcü" tabiri doğru bir tanımlama değildir. Bugün Gürcistan'ın yönetimini elinde bulunduran ve Tiflis bölgesinde yoğun olarak yaşayan Kartvellerle, Batum bölgesinde yaşayan Acaralar arasında bir menşe birliği yoktur.
Gürcü kelimesi, Çoruh boylarının Asya menşeli halkı olan Kulki/Kolhid adından çıkmış, tamamıyla coğrafi ve mezhebi (Ortodoks) bir tanımlama olarak kullanılmıştır. Gürcistan'a hakim olan Kartveller ise kendileri için Gürcü kelimesini kullanmamışlardır. Ancak Ortodoks Hıristiyanlıktan gelen ve Aziz Giorgi'ye dayanan Gürcü kelimesini, kendileri Ortodoks Hıristiyan olan Kartvellerin kullanmaya hakları olmadığını söyleyemeyiz. Öyle ise Müslüman olan Acara halkı için, onları Kartvellerden ayırmak üzere Acaralılar veya Acarlar kelimesini kullanmak gerekir. Türkiye'de yaşayan ve Gürcü olarak anılan vatandaşlarımız da Kartvellerle değil Acaralarla akrabadırlar.
Acara halkını Tiflis Kartvellerinin akrabası olarak gösteren yaklaşımlar tarihi hakikatlere aykırıdır. Kartli halkını teşkil eden Kartveller Acaralıları kendilerinden görmemekte ve onlara "Tatar" demektedirler. Zaten bu ülke asırlarca Orbelli, Hazar, Bagratlı ve Kıpçak gibi Hıristiyan Türk kavim ve boyları tarafından idare edilmiştir. Geçmişte Ahıska ve bugünkü Posof ilçesinin eski merkezi olan Cak kalesini merkez edinerek beylik kuran Cak sülalesinin Kıpçak sülalesinden olduğunda da şüphe yoktur.
Türkiye'de "Gürcü" denilen insanların tamamı Acara göçmenleridir. Ülkemizde Tiflis Kartli'den gelen ve kendine Gürcü diyen bir nüfus yoktur. Acara halkı ise Kartvel değildir. Aslında XII.yüzyılda kuzeyden gelen Kıpçak ailelerinden olup, sırf Hıristiyan olduğu için kendilerine Gürcü denilen ve Gürcistan devlet idaresine nüfuz eden ailelere mensup insanlara Gürcü denmesi de doğru değildir. Onlar Ahıska ve çevresinde beylik kuran ve Hopa, Yusufeli, Tortum, Pasinler ve Ani'yi de sınırları içinde bulunduran Cak sülalesindendir.
Artvin, Murgul, Şavşat ve Posof gibi yerlerin halkı Kıpçak şivesi ile gayet temiz bir Türkçe konuşurlar. Gürcüce bilmezler. Bu halkın konuştuğu dilin Anadolu Türkçesinin Ahıska şivesi olduğunu, Gürcü Türkologu S.Cikiya, 1936 yılında açıkça ifade etmiştir. (İ.B.Kazımov, Mesxet Türklerinin Dili) Ondan önce de, yine ünlü bir Gürcü bilgini N.Marr, Ahıska Türkçesiyle ilgili iğncelemelerde bulunmuş, "Gürcistan'da Gürcüler, Firenkler ve diğer milletler bu dille konuşur" demiştir. (Aynı makale). İşte Artvin Şavşat ve Posof'lular bu dili konuşmaktadırlar. Bu ifade kendisi de bizzat Posof'lu olan Yunus Zeyrek'e aittir.
Acara'da da halkın çoğunluğu Türkçe konuşmaktadır. 1921 yılında Moskova dönüşü Batum'a uğrayan Dr. Rıza Nur, "Bizde Acaralılara Gürcü derler. Burada bunlara Gürcü deseniz size kurşun atarlar" demiştir. (Atlas, Aralık 1997).
Gürcistan'ın propagandası ile kurnazca bir izahla Laz=Megrel, Megrel=Gürcü, Gürcü=Kartvel şeklinde bağlantılar kurulmaya çalışılmaktadır. Halbuki, Gürcü dil bilginlerinden meşhur Marr, Lazca'yı Megrel dilinden tamamiıyla ayrı, müstakil bir dil olarak kabul etmiştir. Dil yakınlığı bahanesiyle Lazları Gürcü saymak isteyen iddialar Marr gibi yetkili bir Gürcü aliminin kanaatine tamamen aykırıdır. Lazlar kendilerine sadece "Laz" derken, Gürcüler onlara "Çan" derler. (Çanarlar boyundan geliyor olmalı...) Lazların yaşadığı bölgeye de Gürcüler "Çanet" demektedirler.
Bar ve horon özbeöz Türk halk oyunlarıdır. Bu oyunların nağmelerini seslendiren tulum, kemençe,, kaval, düdük, çöğür, davul ve zurna gibi aletler tarihi Türk çalgılarıdır. (Prof.Bahaeddin Öğel, Türk Kültür Tarihine Giriş). Bu isimlerin imlasını bozup; duduki, çonguri, davuli şeklinde eğip bükerek yapılan propagandalar bu çalgıların Gürcistan çalgısı olmalarına yetmez.
"Horon"un da bir Türk oyunu olduğunda şüphe yoktur. Horon adı, topluluk, yığın anlamındadır Ot horonu, buğday horonu gibi... Kaşgarlı Mahmut'un lügatinde de "horon/horan", "oran/oranlama" şeklinde vardır. Batum havalisinde Acarlar da oyunlarına Khoromi diyorlar.
Türkiye'deki bir kısım okumuş Gürcistan göçmeni kesimde; Gürcü soyadları kullanma, Gürcü nüfus tesbitine çalışma gibi faaliyetler gözlenmektedir. Acara muhacirlerinin bu konudaki düşüncesi şudur: "Türkiye'de yaşayan bir kısım yarı aydın Acar, propaganda rüzgarlarına kapılarak Acar kimliğini bırakıp Gürcü kimliğini doğal bir şekilde kabul etmiştir." (Acaristan broşürü s.VI).
Sırf Gürcistan'dan geldikleri için Türkiye'de kendilerine yanlışlıkla "Gürcü" denilen Acara Müslümanları üzerindeki "Müslüman Gürcü" sözüyle başlayan Gürcistan propaganda ve baskısına son verilmelidir. Zira Osmanlılar zamanında Müslümanlaşan Gürcü yoktur. Türk soyundan olan Ahıska ve Acara çevresi, soydaş Osmanlılar gibi Müslüman olmuşlardır.
ACARA DESTANI
Yine bir destanı eyledim te'lif
Dinlesin ihvanlar işin Acara
Karalar giydi hep selef ü salif
Bozuldu askerin kışın Acara
Soğuktan üşüdü bütün elleri
Lal oldu ağzında şirin dilleri
Ağası paşası gökçek kulları
Ağlar toprak ile taşın Acara
Birtakımı bu tarafa geldiler
Çelçocuğu ağlar sızlar kaldılar
Komünistler yine murad aldılar
Kamusu takipte peşin Acara
Onlar büktü Acara'nın belini
Gece gündüz ağlar kızı gelini
Şimdi düşmanların yiyer malını
Gören gözden töker yaşın Acara
Belki Hak Taala sabırlar vere
Ortalık düzelüp bulalar çare
Yine millet ile dola Acara
Ötüşsün bağlarda kuşun Acara
Takat ermez idi senin zoruna
Bolşevikin hayıf düştün toruna
Düşen günden zalim Urus şerrine
Haram oldu ekmek aşın Acara
Noksani de çok meraka dalmıştır
Çok kimseler kendin oda salmıştır
Senin işin bir Allah'a kalmıştır
Dahi görmez eş yoldaşın Acara
Posoflu Noksani (1946)
Not: Bu yazı Yunus Zeyrek'in Türk Ocakları Trabzon Şubesi'nce yayınlanan "Gürcistan Acaristan ve Türkiye" adlı kitabından Ali Rıza SAKLI tarafından özetlenerek yazılmıştır.
|