remziye uludağ ziyaretci
Üyelik: 01 Ekim 2003
Durum Online: Online Mesaj: -2224
|
Gönderildi: 05 Ocak 2009 - 05:05 | IP Kayıtlı
|
|
|
Yıl 1876…Amerika sözde modernlik getirdiği Kızılderililere saldırmış, gündelik işleriyle meşgul kadınları ve çocukları kılıçtan geçirmişti.
Amerikan hükümeti, altının bulunduğu ve daha önce Kızılderililerinin olduğunu kabul ettiği toprakları Kızılderililerden satın almak istemişti. Bu samimiyetsiz davranışlara karşı Kızılderililer:
‘İstediğiniz yiyecekse veririz,altınsa zaten yaşamak için işimize yaramadığından çekinmeden alabilirsiniz’ diyerek sadece toprak olarak görmedikleri yaşam alanlarını terk etmelerini istemişlerdi.
İşte buna rağmen vahşetini gösteren Amerika için ne diyordu Kızılderili Seattle:
‘Beyaz adam için toprağın her parçası ötekiyle aynıdır.Gece vakti gelip neye ihtiyacı varsa alıp götüren bir yabancıdır o. Bir yeri fethettiğinde başka yere gözünü dikiyor.’
Yıl 1917… Osmanlı yorgun, Osmanlı kırık. Anadolu fersah fersah acı içinde. Mondros Ateşkes antlaşmasının 7.ve 24. maddelerine dayanarak İngilizler ‘güvenliği’ bahane ederek Musul’a giriyor. Sonra Hatay Dörtyol’a çıkıyor Fransa. Halk içini fitleyen ateşle direniyor. Bir yandan da Yunanlar İzmir’e yol alıyor. Halk küllerinden doğuyor. Erkek, kadın, çocuk davranıyor. Üstelik karşısındaki en modern silahlara karşı kazma ve kürekle. Ahmet, Hüseyin, Fatma, Emine kim olduğu mühim değil ; canını verir toprağı için. Daha yakın vakitte oğlunu Çanakkale’ye dönmemek üzere gönderen analar, şimdi onlar da ayaktalar. Çanakkale şahit, Anadolu şahit yürek yangınına… Çocuklar ölüyor Anadolu’nun koynunda.
Yıl 2009…Yeni bir yıl karşılanıyor bir yanda kanla, canla bir yanda şarapla,coşkuyla
Filistin’de kardeşimiz soruyor: Anne çocukları küçük kurşunla mı öldürürler?
İçim acıyor.
‘Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar
Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi’ derken Mehmet Akif , kardeşlerim ölüyor kalbimin doğusunda.*
REMZİYE ULUDAĞ
2009
AMASYA
|